10 Eki 2012

Çocuk Gelişiminde Oyun


Çocuk Gelişiminde Oyunun Önemi 


İdeal çocuk gelişiminde oyun, önemli bir rol oynamaktadır. Oyun çocukların bilişsel, fiziksel ve duygusal gelişimlerini yaratıcılıkla birleştirerek geliştirmektedir. Çocuklar kendi gelişimlerini oyun  oynayarak sürdürürler. Çünkü çocuklar gelişim yöntemleri deneme – yanılma yani bir nevi bir bilgiyi – sorguyu kurcalayıp, içini açıp daha sonra öğrenmeleridir.  Bilim adamları çocuk gelişimini inceleyip bu yöntemi bulduktan sonra diğer insanların da bu yöntemle çok daha hızlı hatta ve hatta bu yöntemle öğrenilen bilgilerin %90’ının akılda kaldığı anlaşılmıştır. Bilgiyi merak eden çocuklar her şeyi öğrenmek isterler.

Oyun; çocuğu yetişkin hayata hazırlayan en etkin yoldur. Çocuğun en önemli eğitim araçları oyuncaklarıdır. Oyun ile insan ilişkileri, yardımlaşma, konuşma, bilgi edinme, deneyim kazanma, psiko-motor gelişimi, duygusal ve sosyal gelişimi etkilediği gibi, zihin ve dil gelişimini de etkiler. Yetişkinler gözüyle oyun, çocuğun eğlenmesi, oyalanması, başlarından savmak için bir uğraş olarak görürler, oysa oyun, çocuk için ciddi bir iştir. Çocuk oynadıkça becerileri artar, yetenekleri gelişir. Çevresini, bilinmeyenleri tanır, kendisi için anlaşılır duruma getirir.

Oyun kurma, geliştirme ve sürdürme aşamalarında müdahaleye maruz kalmayan çocuk kendi karar verme, sorun çözme becerilerini kendi geliştirebilmekte, ilgi alanlarının farkına varabilmekte ve bu ilgi alanları üzerine istekle gidebilmektedir. Oyun sırasında yetişkin müdahalesine maruz kalan çocuk ise oyunun onlara sağladığı yararlardan sınırlı faydalanmaktadır. Yetişkinlerin rol dağılımı, oyun kuralları ve oyunun içeriği konusunda baskın oldukları zamanlarda çocuğun yaratıcılık, liderlik ve grup becerileri olumsuz yönde etkilenmekte duygusal olarak da kendilerini ifade etmede zorlanmaktadır.

Son zamanlarda hızla çoğalan internet kafe ve oyun salonları çoğunluğu itibariyle sigara dumanı, uygun olmayan oyun tipleri ve internet kullanımıyla çocuklarımız ve gençlerimiz açısından menfi tesir oluşturmaktadır. Anne-baba ve eğitimcilerin çocukların oyun oynama ihtiyacını uygun ortamlarda karşılamaları, bu türlü bir eğilimi azaltacaktır. 



9 Eki 2012

Sınıf Ortamı ve Grup Etkileşimi


Sınıf Ortamı ve Grup Etkileşimi




İnsanlığın doğuşundan itibaren var olan eğitim, canlı ve cansız çevre ile etkileşim yoluyla her ne kadar gerçekleşmekte ise de öğretici konumundaki bir öğretmen gözetiminde gerçekleştirilen eğitim daha kalıcı ve daha verimlidir.Sınıf, eğitim-öğretim etkinliklerinin gerçekleştiği bir alandır.

Veliler olarak sizin de sorumluluklarınız vardır. Çocuğu okulun kapısından veya evin kapısından servise bindirme ile SORUMLULUKLARDAN kurtulamazsınız. Çocuğunuzun da bir parçası olduğu sosyal grup olan SINIFI gözlemlemek görevinizdir.

Sınıfta olumlu bir öğrenme atmosferinin bulunup bu­lunmadığı birtakım sorular sorularak anlaşılabilir:


- Öğrenciler kendilerini özgürce ifade edebiliyorlar mı?
- Özgürce soru sorabiliyorlar mı?- Öğretmenden ya da arkadaşlarından yardım istiyorlar mı?- Öğrenciler birbirlerini dinliyorlar mı?- Öğretmen ile öğrenciler arasında bir güven duygusu oluşmuş mu?- Öğretmen söz konusu özgürlükler ile sınıf kontrolü arasında denge kurabil­miş mi?- Öğrenciler arasında birlik ve bağlılık gelişmiş mi?


Bu sorulara verdiğiniz olumlu cevaplar ölçüsünde olumlu etkileşimden bahsedebiliriz.



4 Eki 2012

EĞİTİMDE "KRİTİK DÖNEM"

EĞİTİMDE "KRİTİK DÖNEM"



KRİTİK DÖNEM

Bireyin belli davranışları kazanabilmesi için belli dönemlere ihtiyaç vardır. Bu davranışlar belli dönemlerde kazanılmadığı zaman, başka dönemlerde kazanılamaz, veya zor kazanılır. Bireyin belli davranışları, belli dönemlerde kazanabilmesine kritik dönem denir. Birey belli bir yaş evresinde, bir önceki evreye oranla belli davranışları kazanmaya hazır konumda bulunur. Bu nedenle bireyin öğrenme yaşantılarını kritik dönemde diğer dönemlere göre daha hızlı kazanabilir.

Kritik dönemde, öğrenmenin gerçekleşmesi önemlidir. Kritik dönem atlatıldıktan sonra, uyarıcılara maruz kalma etkili bir öğrenmenin gerçekleşmesini mümkün kılmaz. Örneğin; ilköğretim çağında okula gitme fırsatı olmayan erişkinin daha sonra öğrenme süresi daha uzun olmakta ve daha zor öğrenmektedir

Kritik dönemin en belirleyici etkeni zamandır. Bireye belirli zamanlarda belirli davranışları kazandırabilme anne, baba ve öğretmenlerin göstereceği çabaya bağlıdır. Anne, baba ve öğretmenler çocukların eğitimindeki kritik dönemleri bilmek belirli yaşantıları ve öğrenme yaşantılarını ona göre sürdürmek zorundadır.



Yıllardır ülkemizde yabancı dil eğitimi ilköğretim ikinci kademede( ortaokul )

 verilmekteydi ve lise, üniversite dönemlerinde devam etmekteydi. Bu 

durumda öğrenciler yabancı dili öğrenmede oldukça zorluk çektiler. Çünkü 

yabancı bir dili öğrenmek için seçilen dönem ( ortaokul, 11-14 yaş dönemi) 

dil edinimi için oldukça geç bir dönendir. Günümüzde yabancı dil öğretimi 

ilköğretim birinci kademede ( ilkokul) başlamaktadır. Bu durum gelişimde 

kritik dönem kavramının artık önemsendiğinin göstergesidir.