17 Eki 2014

AKTİF ÖĞRENME

 

AKTİF ÖĞRENME MODELLERİ

 

Dünyanın her tarafında eğitim sistemleri, öğrencinin aktif katılımına ve kendi deneyimleri aracılığıyla öğrenmesine çok önem vermektedir. Çağdaş eğitim akımlarının hepsi, öğrencinin okulda ve derste daha aktif olması ve öğrenme sürecine doğrudan katılmasını öngörmektedir. İçinde bulunduğumuz  çağın hızlı gelişim ve değişimine ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiştirmek zorunlu hale gelmiştir. İyi bir eğitimin nitelikli öğretmenlerle sağlanacağı yadsınamaz bir gerçektir. Artık sadece öğretmen

 
tarafından etkilenmeyi bekleyen öğrenci değil, kendisi araştırıp bularak, devamlı soru sorarak, tartışmalara katılıp kendisi faaliyet göstererek öğrenen öğrenci tercih edilmektedir.


AKTİF ÖĞRENMENİN ÖZELİKLERİ



  1. Öğrenci merkezli eğitimdir.
  2. Öğrenme etkin olduğunda, işin çoğunu öğrenciler yapar.
  3. Problemleri çözerler ve ne öğrendilerse uygularlar.
  4. Düşünme, araştırma, soru sorma ve yorumlama gibi davranışları gelişir.
  5. Duyarak, görerek, dokunarak ve yaparak öğrenmenin kalıcılığı sağlanır.
  6. Öğrenci hedefe kendisi ulaşır.
  7. Öğrenci olumlu davranışla kazanırken; eylenir, zevk alır, kendine olan güveni artar ve tatmin olur.
  8. Problemlere ve olaylara farklı açılardan da yorumlamaya çalışır.
  9. Öğrenci öğretmenini ve arkadaşlarını daha iyi tanır.
  10.  Paylaşım ve yardımlaşma davranışları artar.



Öğretmen aktif öğrenme metodunu uygulaya bilmesi için, işleyeceği ünitelere uygun strateji, yöntemler, teknikler ve taktikler belirlemelidir. 




 AKTİF ÖĞRENME MODELLERİ NELERDİR? 


Öğretim sürecinde öğretmenin kullanması gereken birçok öğretim yöntem ve tekniğinden söz edilebilir. Aktif öğrenmeye yönelik geliştirilen çok sayıda strateji ve taktik aşağıda sunulan yöntem ve teknikler kapsamında kullanılabilir

Soru-Cevap:
Öğretmenin formüle ettiği soruları öğrenenlerin sözel olarak cevaplamalarına dayanan bir öğrenim yöntemidir. İyi bir soru sorma tekniği öğrenenlerin düşünmelerine, değerlendirmelerine ve yaratıcılıklarına olanak sağlar. 

Problem (Sorun) Çözme: Problem çözme yöntemi belli bir amaca erişmek için karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi çabayı içeren bir süreçtir.


Grup Tartışması: Bu yöntemde özde öğrenenlerin bir konu ya da bir sorun üzerinde birlikte konuşarak konunun temel boyutlarını ve mümkün olan çözüm yollarını aramalarına dayanı.


Beyin Fırtınası: Yaratıcı düşünceler üretmek için kullanılır. Çok sayıda fikri bir grup insandan kısa sürede elde etme olanağı sağlar.


Altı Şapkalı Düşünme: Altı Şapkalı Düşünme Tekniği düşünce ve önerilerin belirli bir düzen içinde sunulması ve sistematikleştirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. "Şapkalar" düşüncelerin ayrıştırılması için kullanılan bir semboldür.


Tartışma: Belirgin çelişkiler ve kutuplaşmış tutumlar içeren konuların öğretiminde, öğrenende tutumlar ve değerler geliştirmek amacıyla "Tartışma" yöntemi uygulanabilir.


Gösteri: Bu yöntem, öğretenin öğrenenlerin önünde bir şeyin nasıl yapılacağını göstermek ya da bir ilkeyi açıklamak için yaptığı işlemleri içerir. Gösteride hem görsel, hem de işitsel iletişim unsurları kullanılır.


Eğitsel Gezi: Eğitsel amaçları gerçekleştirmek için eğitim kurumu tarafından organize edilen geziye ilişkin etkinliklerin tümü eğitsel gezinin kapsamına girer. Bu yöntem öğrenenlere "gerçek dünyayı görme" olasılığı tanır. Eğitsel gezi basit bir ziyaret değildir. Öğretenin ön hazırlığını ve incelemesini gerektirir.


Mikro Öğretim: Mikro öğretim normal öğrenme ve öğretim süreçlerinin karmaşıklığını basitleştirmeyi amaçlayan bir laboratuar öğretim yöntemidir. Bu yöntem; eğiticilik öğreticilik mesleğinin hem başlangıç yıllarında hem de daha sonraki yıllarında olan eğiticilere/öğreticilere yeni öğretim stratejilerini planlama ve uygulama konusunda mükemmel olanaklar sağlar.

16 Eki 2014

ÇOCUKLAR SÖYLREDİKLERİNİZİ DEĞİL YAPTIKLARINIZI YAPARLAR

Çocuklar “Söylediklerimizi” Değil “Yaptıklarımızı” Yaparlar

 
 
Çocukların en önemli ve etkili öğrenme yolları, öncelikle anne – babalarını izlemek ve onların yaptıklarını taklit etmektir. Çocuk daha doğmadan ailesinin etkisine girer. Doğumla birlikte ailesiyle etkileşimi hızlanır. Kişiliğinin büyük çoğunluğu, ailede yaşanan etkileşimlerin üzerine inşa olur. Aile ile etkileşimin en önemli unsuru da model olmaktır. Yani sözlü olarak ifade edilen bir husus, ebeveyn tarafından uygulanan hususlara göre daha az etkileyici özelliktedir. Eğer ebeveynler çocuklarının bir şey yapmasını istiyorlarsa önce kendileri yapsınlar. Çoğu zaman söylemelerine bile gerek kalmadan çocuklarının kendilerini taklit edeceklerini göreceklerdir. Hatta öyle ki ebeveynlerin bile farkında olmadıkları en ince ayrıntıları bile kopya edecekler. Daha sonra ebeveynleri o davranışın kaynağı kendileri olduğunu anlayınca ne kusursuz bir gözlem ve noksansız bir taklitle karşılaştıklarını anlayacaklardır.Çocuklarımızın olumlu davranış özelliklerini geliştirmelerini istiyorsak sadece onlara doğru model olmak yeterlidir. Muhakeme yeteneği dediğimiz; iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, ahlakı, erdemi ve buna benzer soyut
kavramları anlama ve algılama 10-11 yaşlarından itibaren anlam bulmaya başlar.
Hedef olumsuz davranışları söndürmek olduğuna göre, en kolay yöntem düzeltmektir. Kararlı ve saldırganlıktan uzak sakin bir davranış sergileyerek çocuğumuzun olumsuz davranışını tersine çevirmesini sağlamaktır. Sabırla, size göre doğruyu göstererek, davranışını tersine çevirmesini beklemek çocuğunuzun size olan güvenini artıracaktır. Zaman gerektiren durumlar söz konusu olduğunda çocuğa olumsuz davranışını düzeltmesi için izin verin ve gözlemleyin. Gergin tavırlar sergilemeniz olumsuz davranışları pekiştirir ve isyan etmesine, saldırgan tavırlar sergilemesine ya da içine kapanmasına sebep olabilir. Unutmayın ki çocuklarımız bizim söylediklerimizi değil davranışlarımızı taklit ederek uygulamayı tercih ederler.

‘Eğer’ ile başlayan cümleler kullanmayın

Ödül de ceza da daha gerçekleşmemiş bir eylem için sunulmamalıdır. Çocuğa ‘’eğer yazılıdan 100 alırsan çok istediğin bilgisayarı alırım’’ koşullamasındaki başarısız olma şansı bırakmama duygusu ile ‘’eğer tabağındakileri bitirmezsen televizyon izlemek yok’’ koşullamasındaki çocuğa hissettirilen olumsuzluk aynıdır. Halbuki biz anne-babalar bunun doğru olduğunu düşünür ve içimiz rahat ederek bu yönteme başvururuz. Çocukta ‘eğer’le başlayan her cümle aynı olumsuz duyguları uyandırır. İçinde başarısızlık, korku, eksiklik, koşul ve eleştiri barındıran ‘eğer’li yaptırımlar, sağlıklı bireylerin yetişmesini engeller.

Anne-baba olarak amacımız; çocuğumuzun değer yargılarımıza, ahlaki doğrularımıza ve toplumsal kurallara karşı saygı duymasını sağlamak olmalıdır. Her yaşın cezası da ödülü de çocuğun gelişimine uygun ve eziyet sınırlarından uzakta olmalıdır. Ödül-ceza yöntemini doğru uygulayıp uygulamadığınızı çocuğunuzun cezasını da ödülünü de anlayışla karşılamasıyla belirleyebilirsiniz. Çocuk isyan eder ya da içine kapanır, sinerse yanlış uygulama yaptığınızı anlayabilirsiniz.


Anne-baba olarak çizdiğiniz sınırlar içinde çocuğunuzun kendi davranışlarının doğru veya yanlış olduğunu keşfetmesini sağlamak; ruh sağlığı yerinde, kendine güvenen, çözüm odaklı bireyler olarak büyümelerini sağlayacaktır.


15 Eki 2014

Çocuk Disiplininde Yapılan Hatalar

EN SIK YAPILAN HATALAR

  


1- Sorunları görmezden gelmek: Eğer çocuğunuzla yaşadığınız öfke nöbeti, uyku problemleri gibi sorunlara eğilmeden onlarla birlikte yaşamaya çalışırsanız, hayatınızın normal bir parçası haline gelirler ve giderek çözüme ulaşmak zorlaşır. Bazen anne babaya çocuklarının çok yanlış davranışları bile rahatsız edici gelmez. Ancak, çevrenizdekiler veya doktorunuz sizi sürekli uyarıyorsa bir sorun olabileceğini göz önünde tutmalısınız.

 
2- Gerçekten sorun olup olmadığına karar verememek: Belli davranışlar bazı yaşlar için normaldir. Örneğin, iki yaşındaki çocuğunuz istediğini almadınız diye markette kendini yere atıp bir öfke nöbeti geçirebilir. Bunu, gelişiminin normal bir parçası olarak kabul edebilirsiniz. Ancak benzer bir davranışı altı yaşındayken tekrarlıyorsa, bir sorun var demektir.


3- Beklentinin aşırı olması: Çocuğunuzu tanıyın, belli yaştaki yetenek ve özelliklerini bilin. Ondan beklediklerinizi bu bilgilerin ışığında gözden geçirin. Örneğin doktorunuz iki yaşında tuvalet eğitimine başlayabileceğinizi söyler. Ancak, denemeleriniz sonuç vermiyorsa belki de sizin çocuğunuz henüz buna hazır değildir, ona biraz daha süre tanıyarak hem gereksiz çatışmaları aza indirmiş, hem de hazır olduğunda çok daha kısa sürede sonuç almış olacaksınız.


4- Tutarsızlık: Eğer bir gün hayır dediğinize ertesi gün evet derseniz veya sizin yasakladığınız bir abur cuburu başka bir yakınınız çocuğa verirse, minik yavrunuzun kafası karışacak, büyüklerin pek o kadar tutarlı olmadığı yolunda bir sonuca varacaktır. Kurallar daima geçerli olmalı, çocuğun çevresinde onunla temasta olan diğer kişiler de sizin belirlediğiniz doğrultuda hareket etmeliler.


5- Sınır koymamak: Çocuklar belli kuralları, sınırları olan ortamlarda kendilerini daha güvende hissederler. Her istediklerini yapmalarına izin vererek onlara iyilik değil kötülük yapmış olursunuz


6-  Anne ve babanın aynı dili konuşmaması:
Bir davranışın ebeveynlerden biri tarafından onaylanıp diğeri tarafından onaylanmaması, çocuğun kafasını karıştırıyor. Çocuk hangi davranışın uygun olduğunu öğrenemiyor.


10 Eki 2014

ÖZEL İNGİLİZCE DERSİNDE KAMPANYA


İNGİLİZCE DERSİNDE KAMPANYA

Kasım ayı sonuna kadar geçerli olacak kampanyamızdan 

* Tüm ilköretim- ortaöğretim öğrencileri
* LYS dil sınavına hazırlananlar
* Erasmus- Ales- Toefl gramer ve pratik çalışmaları
* SINAV İNGİLİZCESİ (ielts,toefl,cae,cpe,yds ve proficiency)

yararlanabilir.


Haftaiçi saat 16:00 dan sonra ve haftasonu 10:00 dan 17:00 a kadar ders verilmektedir. 

1 saat ders ücreti 20 TL dir.
 














 




26 Eyl 2014

(Diskalkuli) Matematik ÖĞRENME Bozukluğu Nedir?

 

DİSKALKULİ


Sayısal ilişkileri kavramada, hesaplamada, sayısal sembolleri tanıma, kullanma ve yazmada açığa çıkan bozukluk, yetersizliktir.

Çocuklarda iki tip bozukluk vardır.

1-Hesaplama,

2-Akıl Yürütme

 

Matematik bozukluğu olan(Diskalkuli) çocuklar

-Sayıları bozuk yazar, sıklıkla yer değiştirirler, (ters dönmüş ya da baş aşağı)

-Sayıları eksik ya da fazla yazarlar,(324 sayısını 30020, 286 sayısı 200806 şeklinde yazabilirler.)

- Geometrik ilişkileri kavramada zorlanırlar.

-Basit işlemleri yapamazlar.

-Aritmetik sembolleri tanımada zorlanırlar.

-Çok basamaklı sayıları okuma ve yazma da zorlanırlar.

-İşlemleri bozuk sıra ile yaparlar.

-Çarpma, bölme gibi işlemlerde sayıları alt alta yazmada zorlanırlar.

-Sayıları atlar, sağlama yapamazlar.

-İşlemleri yanlış yaparlar.

Matematik bozukluğu farklı şekillerde çeşitlendirilebilir. Araştırmalara göre 4 farklı bölüme ayrılır;

1) Anlamlı şekilde saymayı öğrenmede bozukluk;
Bu öğrenme bozukluğu çeşidinde çocuk ‘sayı nedir?’ sorunun karşılığını bulamamıştır, bu çocuklara sayılar soyut, kağıt üzerinde yazılan semboller gibi gelir.


2) Asıl ve sıra gösterme sistemleri öğrenmede güçlük;
Kardinal ve ordinal sistemleri öğrenmede güçlük yaşayan bir çocuk tek, çift saymada, sıralama yapmada dolayısıyla da gruplandırmada problem yaşarlar.


3) Aritmetik işlemleri yapmada zorluk;
Çocuk işlem yapmanın ne olduğunu, toplama işlemenin aslında ilave etme, eklemek olduğunu kavrayamaz.


4) Nesneleri gruplar halinde kümelemeyi imgelemede güçlük;
Bu öğrenme bozukluğu çeşidinde çocuk gruplandırma ne demek, aynı, farklı nedir gibi terimlerde problem yaşarlar.



Matematik bozukluğu tedavisi nasıl yapılır?
Tedavi şekli ‘eğitim’. Çocuklarınıza bol malzemeli matematik soruları çözdürün. Korkacak bir şey olmadığını yaptığı her doğruyu överek ve küçük ödüllerle süsleyerek kutlayın. Duygusal bir çocuk matematik bozukluğundan kolay çıkamaz, burada anne babaya çok görev düşmektedir. Çocuğunuzun yaşadığı şeyin bir zekâ geriliği olmadığını, arkadaşlarından bir farkı olmadığını söyleyin.

25 Eyl 2014

ÖĞRENCİLERDE DEPRESYON

ÖĞRENCİLERDE DEPRESYON HEM ARTIYOR , HEM YAŞ KÜÇÜLÜYOR


Duygularımız yaşantılarımız gibi çeşitlilik gösterir. Her zaman sevinçli, mutlu ve umutlu olamayız. Yaşamın bazı zamanlarında kendimizi depresif (çökkün); morali bozuk ya da üzüntülü hissetmemiz olağandır. “Depresif” denilebilecek bu tür bir belirtiyi göstermemiz rahatsız ya da hasta olduğumuz anlamına gelmez. Genellikle bu duygular bir durum karşısında ortaya çıkar ve birkaç gün içinde geçmesi beklenir. Ancak belirtiler fazla sayıdaysa, sağlığımızı ve sosyal ilişkilerimizi olumsuz etkiliyorsa ve uzun bir dönem boyu sürerse “depresyon” rahatsızlığımız var demektir.


Depresyon aşırı derecede karmaşık bir rahatsızlıktır. Birçok sebepten oluşur. Bazıları ciddi bir hastalık esnasında, bazıları taşınma veya sevdiğinin ölümü gibi yaşamsal değişiklikler sebebiyle depresyona girebilir. Bazılarının aile geçmişinde depresyon vardır. Depresyonda olan ve bilinmeyen nedenlerle üzüntü ve yalnızlık hissedenler de vardır. 


Normal yaşamımızı zorlayan bazı olaylar depresyonu tetikleyebilir. Bazı kişisel özelliklerimiz de bizi depresyona eğilimli kılabilir. Bu ruh durumu kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. 

  Neler İnsanı Depresif Yapar? 

Kimi zaman görünürde hiç bir neden yokken de insan depresyon yaşayabilir. Yine de aşağıda bu ruh durumuna yol açabilen belli başlı özellikler sıralanmıştır:
•  Büyük yaşam değişiklikleri,
•  Hormonal değişimler,
•  Önemli birinin kaybı,
•  Sevilen(ler)den ayrılık,
•  Çevre üzerindeki denetimin kaybı; yaşamdaki şanssız olayları değiştirmek için hiçbir şeyin yapılamayacağı düşüncesi,
•  Gerçekçi olmayan beklentiler,
•  Düşkırıklığı,
•  Başarısızlıklarla karşılaşma. 


YAŞ ARALIKLARINI GÖZE ALARAK KENDİNİZDE VEYA ÇOCUĞUNUZDA AŞAĞIDAKİLERDEN EN AN 5-6 GÖZLEMLİYORSANIZ BİR UZMANA BAŞVURUN


1)Oturduğu yerde 2 dakika bile rahat duramıyor, elleri ayakları kıpır kıpır oynuyorsa,

2)Sürekli bir koşturma ve hareket içinde, yükseklere tırmanma çabası içindeyse,

3)Dikkati konu dışı uyaranlarla çabuk dağılıyorsa,

4)Ders dinleme, ders çalışma, okuma ve yazma ödevlerinden kaçıyorsa,

5)Ödevlerde ve sınavlarda dikkatsizce çok basit hatalar yapıyorsa,

6)Sabırsız ve sırasını beklemekte güçlük çekiyorsa,

7)Kendisiyle konuşulduğunda dinlemiyormuş izlenimi veriyorsa,

8)Sakin ve gürültüsüz oynayamıyorsa,

9)Bir işi tamamlamadan diğerine geçiyorsa,

10)Çok konuşuyor, laf ebeliği yapıyor, başkalarının sözünü sık sık kesiyor, ilgili ilgisiz lafa giriyorsa,

11)Sık eşya kaybediyor, çabuk unutuyorsa,

12)Sıklıkla sonuçlarını düşünmeden tehlikeli işlere giriyorsa dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yönünden şüphe edebilirsiniz.





11 Eyl 2014

Çocuk kulüpleri dönemi başlıyor


İlkokullarda yeni dönem!






Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 15 Eylül'de başlayacak yeni eğitim-öğretim yılından itibaren daha çok özel okullarda uygulaması yapılan "çocuk kulüplerinin" devlet okullarında da açılmasına olanak veren yeni bir düzenleme yaptı.
Kulübe katılan çocuğun aileye maliyeti 1 tek kulüp için aylık 43 TL ila 86 TL olacak.

NORMAL EĞİTİMİN DIŞINDA 

Yönergeyle eğitim ve öğretim saatleri dışında çocukların, güvenli ortamlarda ve normal eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devamı niteliğinde olmayacak şekilde yaş ve gelişimsel durumlarına göre, bilim olimpiyatları ve proje çalışmaları, güzel sanatlar, beden eğitimi ve spor çalışmaları, halk oyunları, geleneksel çocuk oyunları, yabancı dil gibi konularda yeteneklerini desteklenmesi ve geliştirilmesi amaçlandı. 
Okul öncesi eğitim kurumları ile ilkokullarda çocuk kulüplerinin açılması için personel ve fiziki imkanların yeterli olması, uygun eğitim ortamı bulunması ve kulüp için en az 10 velinin başvuruda bulunması gerekecek. Okul müdürlüğünün teklifi ve il veya ilçe milli eğitim müdürlüğünün onayı ile çocuk kulübü kurulacak. Çocuklar, velilerin talepleri dikkate alınarak çocuk kulübüne kaydedilecek. Kulüpteki öğrenci sayısı okul öncesinde 20, ilkokullarda 30'u geçmeyecek. 



10 velinin imzası gerekecek

Okul öncesi eğitim kurumları ile ilkokullarda çocuk kulüplerinin açılması için personel ve fiziki imkanların yeterli olması, uygun eğitim ortamı bulunması ve kulüp için en az 10 velinin başvuruda bulunması gerekecek. Okul müdürlüğünün teklifi ve il veya ilçe milli eğitim müdürlüğünün onayı ile çocuk kulübü kurulacak ve çocuk kulübü, kurulduğu okulun adını alacak.

Çocuklar, velilerin talepleri de dikkate alınarak çocuk kulübüne kaydedilecek. Bir kulüpteki öğrenci sayısının okul öncesi eğitim kurumlarında 20'yi, ilkokullarda 30'u geçmeyecek.


KAYDA ZORLANMAYACAK

Çocuk kulübü isteğe bağlı ve ücretli olacak, veliler çocuklarını çocuk kulübüne kayıt yaptırmaya zorlanmayacak.

Mevcut durumda günlük 2 saat kulüp faaliyetlerine kalan çocuğun aileye maliyeti aylık en az 43 TL, en çok 86 TL olabilecek. Günlük 6 saat çocuk kulübünden yararlanacak çocuğun aileye maliyeti ise aylık en az 129 TL, en çok 259 TL olabilecek.




20 Ağu 2014

YEMEK SEÇME VE YEMEK İSTEMEME SORUNU

YEMEK SORUNU


       Çocukluk döneminde sağlıklı beslenme davranışı geliştiremeyen kişilerde ileri yaşlarda da çeşitli beslenme problemleri görülebilmektedir. Beslenme her canlı için doğal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın bebeklikten itibaren keyifli ve mutlu bir ortamda gerçekleşmesi çocuğun tüm hayatını etkileyecek beslenme davranışının gelişmesinde rol oynamaktadır. Anne- babanın, bakıcının masada yemek yeme biçimleri, yemek sırasındaki konuşma ve davranışları çocukların doğru yemek yeme alışkanlığı kazanmasında önemli bir rol oynamaktadır.




YEMEK ÖNCESİNDE 

 Çocukların aşırı yorgun ve uykulu oldukları zaman iştahları olmadığı için yemek saatlerini bu durumlara göre düzenleyin. 
 Sofraya oturmadan önce çocuğunuzla oyun oynayın. Oyun sayesinde neşelenen çocuk yemekten daha fazla keyif almaya başlar. 
 Yemek aralarında çocuğunuza şeker, çikolata, pasta, kolalı ve diğer fazla şekerli içecekler kesinlikle vermeyin. Yarım su bardağı kutu meyve suyu içmesi bile onun iştahının kapanmasına neden olabilir. 




SEBZE YEMEK İSTEMİYORSA 

 Salatalık ve havuç gibi sebzeleri çiğ olarak, çubuk biçiminde hazırlayın. Bu şekilde sunum, çocuğunuzun hoşuna gidebilir. 
 Sevdiği yemeklere, örneğin çorbalara, köftelere ya da soslara rendelenmiş olarak sebze ekleyin, çocuğunuz bunu fark etmeden yer. 
 Evde siz de sebze yemekleri yiyin, böylelikle sizden görerek zamanla sebze yemeye alışır. 
 Yememekte ısrar ediyorsa, meyveler de sebze yerine geçer.




Yemek yemek yetişkinler için sadece açlığı gidermek için yapılan bir eylem değildir. Aynı zamanda bir sosyalleşme biçimidir.. Bu yüzden de bize keyif verir. Dengeli beslenme alışkanlığına sahip çocuklar yetiştirmek isteyen anne babaların  da çocukları için yemek yeme ortamını onların hoşlarına gidecek bir hale getirmeleri ve onların yemek yemekten keyif almalarını sağlamaları gerekmektedir. Aksi takdirde çocukların dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirmesini sağlayamayız.

19 Ağu 2014

OKUL ÇANTASI ALIRKEN DİKKAT

OKUL ÇANTASI ALIRKEN DİKKAT




Her pahalı ürün kaliteli ve sıhhatli ürün demek değildir bu nedenle çocuğunuza alacağınız çantanın  bakanlık onaylı ve kalite standartlarına uygun olup olmadığına bakmayı ihmal etmeyin. 




  • Geniş askılı ve iyi omuz destek pedi olan sırt çantası seçin. İnce olanlar omuzun belli noktasına aşırı bası sonucu dolaşım bozukluğu ve ağrıya neden olur. Özellikle çantanın askılarının uzun ve gevşek oluşu durumunda vücudun ağırlık merkezinin arkaya kayması sonucu bel kaslarında aşırı zorlanma ve ağrı meydana gelir, dikkate alınmazsa ileri yaşlarda hiperlordoza bağlı bel ağrıları oluşur.

  • Çift askılı sırt çantası seçin, tek taraflı olanlar yükü eşit dağıtamazlar. Her zaman çift taraflı kullanın. Tek omuza atılan çanta belirli kaslarda zorlanmalara neden olur. Tek taraflı omuz askısı kullanılacak olursa kas zorlanmalarına neden olur. Özellikle boyun hızlı arttığı yaşlarda tek el veya omuzla taşınan çantalar omurgada sağ veya sola eğilmeler (skolyoz ) gibi duruş bozukluklarına neden olabilir. Çantanın omuz askılarının ince oluşu ve çantanın ağır olması durumunda sinirlere yapılan baskı ile el ve kola giden sinirlerde zedelenme sonucu ağrı ve uyuşmalar görülür.

  • Sırt çantası hafif olmalı ve kesinlikle öğrencinin kilosunun  % 20 sini aşmamalıdır.
  • Sırt çantasının tümünü kullanmayı alışkanlık haline getirin. Ağır olanları sırta yakın ve ortaya yerleştirin. 


  • Çanta her gün kontrol edilmeli ve ihtiyaç olmayan ağırlıklar atılmalıdır. Çocuğunuza her hangi bir ağrı veya rahatsızlık olduğunda mutlaka anlatmarını tavsiye edilmelidir. Bu ağrılar kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Okul ile aile ilişkisi önemlidir Bu kadar yük taşımalarının gerekip-gerekmediği hakkında bilgi alın.

  • Birden fazla boş bölme (cep, kompartman vb.) daha iyi bir düzen sağlamakla beraber ağırlığın eşit bir şekilde dağılmasını da sağlar.





18 Ağu 2014

Özel Okul Desteği İçin Son gün

Özel Okul Desteği İçin Son gün

Destekten yararlanabilmek için resmi okullarda kayıtlı olmak gerekmektedir. Özel okulda kayıtlı olan öğrenciler, nakillerini resmi okullara almaları halinde 25 Ağustos'a kadar Eğitim ve Öğretim Desteğine nakil oldukları resmi okul müdürlüklerinden başvuru yapabilirler.

**  Destekten yararlanacak öğrenciler hangi kriterlere göre tespit edilecek?
Öğrencilerin tespitinde; öğrencinin başarı durumu, ailesinin aylık geliri, ailede öğrenim gören kardeş sayısı, anne babanın durumu, öğrencinin aldığı disiplin cezaları gibi faktörler belirleyici olacak.

** Destekten yararlanacak öğrenciler tercihlerini hangi tarih aralığında yapacak?
 Tercihler, 5-9 Eylül tarihleri arasında, bakanlığın ilan ettiği okullardan 15'ini seçmek suretiyle yapılacak.

** Öğrencilerin kesin kayıtları hangi tarihlerde alınacak?
 10-18 Eylül tarihlerinde özel okullara yapılacak, yedek öğrenci kayıtları ise 19 Eylül 2014'de gerçekleşecek
.
** Kim ne kadar destek alacak?
 Okul öncesi öğrenciler için 2.500 TL, ilkokul 3.000 TL, ortaokul 3.500 TL, temel lise 3.000 TL özel okul desteği verilecek

** Okul öncesine verilecek desteğe hangi yaş aralığındaki çocuklar için nasıl başvurulacak?
 16 Mart 2009 ile15 Eylül 2010 tarihleri arasında doğanlar başvurabilecek. Okul öncesi eğitim kurumlarında (anaokulu ve anasınıfları) öğrenim görecek yaşları 48-66 ay arasında olan öğrencilerin velileri/vasileri eğitim ve öğretim desteği için resmi okullardan e-Okuldaki Özel Kurumlar Eğitim ve Öğretim Desteği Menüsü üzerinden başvuru yapabilecek.

**Bu desteğe hak kazananlar, ne kadar süreyle yararlanacaklar?
Öğrenci, okulun eğitim süresince bu haktan yararlanacak.

** Destek almaya hak kazanan ancak belirtilen tarihte kaydını yaptırmayanların durumu ne olacak?
 Belirtilen tarihlerde özel okula kaydını yaptırmaz ise bu hakkını kaybedecek.

2013-2014 Eğitim Yılı ücretler