17 Eki 2014

AKTİF ÖĞRENME

 

AKTİF ÖĞRENME MODELLERİ

 

Dünyanın her tarafında eğitim sistemleri, öğrencinin aktif katılımına ve kendi deneyimleri aracılığıyla öğrenmesine çok önem vermektedir. Çağdaş eğitim akımlarının hepsi, öğrencinin okulda ve derste daha aktif olması ve öğrenme sürecine doğrudan katılmasını öngörmektedir. İçinde bulunduğumuz  çağın hızlı gelişim ve değişimine ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiştirmek zorunlu hale gelmiştir. İyi bir eğitimin nitelikli öğretmenlerle sağlanacağı yadsınamaz bir gerçektir. Artık sadece öğretmen

 
tarafından etkilenmeyi bekleyen öğrenci değil, kendisi araştırıp bularak, devamlı soru sorarak, tartışmalara katılıp kendisi faaliyet göstererek öğrenen öğrenci tercih edilmektedir.


AKTİF ÖĞRENMENİN ÖZELİKLERİ



  1. Öğrenci merkezli eğitimdir.
  2. Öğrenme etkin olduğunda, işin çoğunu öğrenciler yapar.
  3. Problemleri çözerler ve ne öğrendilerse uygularlar.
  4. Düşünme, araştırma, soru sorma ve yorumlama gibi davranışları gelişir.
  5. Duyarak, görerek, dokunarak ve yaparak öğrenmenin kalıcılığı sağlanır.
  6. Öğrenci hedefe kendisi ulaşır.
  7. Öğrenci olumlu davranışla kazanırken; eylenir, zevk alır, kendine olan güveni artar ve tatmin olur.
  8. Problemlere ve olaylara farklı açılardan da yorumlamaya çalışır.
  9. Öğrenci öğretmenini ve arkadaşlarını daha iyi tanır.
  10.  Paylaşım ve yardımlaşma davranışları artar.



Öğretmen aktif öğrenme metodunu uygulaya bilmesi için, işleyeceği ünitelere uygun strateji, yöntemler, teknikler ve taktikler belirlemelidir. 




 AKTİF ÖĞRENME MODELLERİ NELERDİR? 


Öğretim sürecinde öğretmenin kullanması gereken birçok öğretim yöntem ve tekniğinden söz edilebilir. Aktif öğrenmeye yönelik geliştirilen çok sayıda strateji ve taktik aşağıda sunulan yöntem ve teknikler kapsamında kullanılabilir

Soru-Cevap:
Öğretmenin formüle ettiği soruları öğrenenlerin sözel olarak cevaplamalarına dayanan bir öğrenim yöntemidir. İyi bir soru sorma tekniği öğrenenlerin düşünmelerine, değerlendirmelerine ve yaratıcılıklarına olanak sağlar. 

Problem (Sorun) Çözme: Problem çözme yöntemi belli bir amaca erişmek için karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi çabayı içeren bir süreçtir.


Grup Tartışması: Bu yöntemde özde öğrenenlerin bir konu ya da bir sorun üzerinde birlikte konuşarak konunun temel boyutlarını ve mümkün olan çözüm yollarını aramalarına dayanı.


Beyin Fırtınası: Yaratıcı düşünceler üretmek için kullanılır. Çok sayıda fikri bir grup insandan kısa sürede elde etme olanağı sağlar.


Altı Şapkalı Düşünme: Altı Şapkalı Düşünme Tekniği düşünce ve önerilerin belirli bir düzen içinde sunulması ve sistematikleştirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. "Şapkalar" düşüncelerin ayrıştırılması için kullanılan bir semboldür.


Tartışma: Belirgin çelişkiler ve kutuplaşmış tutumlar içeren konuların öğretiminde, öğrenende tutumlar ve değerler geliştirmek amacıyla "Tartışma" yöntemi uygulanabilir.


Gösteri: Bu yöntem, öğretenin öğrenenlerin önünde bir şeyin nasıl yapılacağını göstermek ya da bir ilkeyi açıklamak için yaptığı işlemleri içerir. Gösteride hem görsel, hem de işitsel iletişim unsurları kullanılır.


Eğitsel Gezi: Eğitsel amaçları gerçekleştirmek için eğitim kurumu tarafından organize edilen geziye ilişkin etkinliklerin tümü eğitsel gezinin kapsamına girer. Bu yöntem öğrenenlere "gerçek dünyayı görme" olasılığı tanır. Eğitsel gezi basit bir ziyaret değildir. Öğretenin ön hazırlığını ve incelemesini gerektirir.


Mikro Öğretim: Mikro öğretim normal öğrenme ve öğretim süreçlerinin karmaşıklığını basitleştirmeyi amaçlayan bir laboratuar öğretim yöntemidir. Bu yöntem; eğiticilik öğreticilik mesleğinin hem başlangıç yıllarında hem de daha sonraki yıllarında olan eğiticilere/öğreticilere yeni öğretim stratejilerini planlama ve uygulama konusunda mükemmel olanaklar sağlar.

16 Eki 2014

ÇOCUKLAR SÖYLREDİKLERİNİZİ DEĞİL YAPTIKLARINIZI YAPARLAR

Çocuklar “Söylediklerimizi” Değil “Yaptıklarımızı” Yaparlar

 
 
Çocukların en önemli ve etkili öğrenme yolları, öncelikle anne – babalarını izlemek ve onların yaptıklarını taklit etmektir. Çocuk daha doğmadan ailesinin etkisine girer. Doğumla birlikte ailesiyle etkileşimi hızlanır. Kişiliğinin büyük çoğunluğu, ailede yaşanan etkileşimlerin üzerine inşa olur. Aile ile etkileşimin en önemli unsuru da model olmaktır. Yani sözlü olarak ifade edilen bir husus, ebeveyn tarafından uygulanan hususlara göre daha az etkileyici özelliktedir. Eğer ebeveynler çocuklarının bir şey yapmasını istiyorlarsa önce kendileri yapsınlar. Çoğu zaman söylemelerine bile gerek kalmadan çocuklarının kendilerini taklit edeceklerini göreceklerdir. Hatta öyle ki ebeveynlerin bile farkında olmadıkları en ince ayrıntıları bile kopya edecekler. Daha sonra ebeveynleri o davranışın kaynağı kendileri olduğunu anlayınca ne kusursuz bir gözlem ve noksansız bir taklitle karşılaştıklarını anlayacaklardır.Çocuklarımızın olumlu davranış özelliklerini geliştirmelerini istiyorsak sadece onlara doğru model olmak yeterlidir. Muhakeme yeteneği dediğimiz; iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, ahlakı, erdemi ve buna benzer soyut
kavramları anlama ve algılama 10-11 yaşlarından itibaren anlam bulmaya başlar.
Hedef olumsuz davranışları söndürmek olduğuna göre, en kolay yöntem düzeltmektir. Kararlı ve saldırganlıktan uzak sakin bir davranış sergileyerek çocuğumuzun olumsuz davranışını tersine çevirmesini sağlamaktır. Sabırla, size göre doğruyu göstererek, davranışını tersine çevirmesini beklemek çocuğunuzun size olan güvenini artıracaktır. Zaman gerektiren durumlar söz konusu olduğunda çocuğa olumsuz davranışını düzeltmesi için izin verin ve gözlemleyin. Gergin tavırlar sergilemeniz olumsuz davranışları pekiştirir ve isyan etmesine, saldırgan tavırlar sergilemesine ya da içine kapanmasına sebep olabilir. Unutmayın ki çocuklarımız bizim söylediklerimizi değil davranışlarımızı taklit ederek uygulamayı tercih ederler.

‘Eğer’ ile başlayan cümleler kullanmayın

Ödül de ceza da daha gerçekleşmemiş bir eylem için sunulmamalıdır. Çocuğa ‘’eğer yazılıdan 100 alırsan çok istediğin bilgisayarı alırım’’ koşullamasındaki başarısız olma şansı bırakmama duygusu ile ‘’eğer tabağındakileri bitirmezsen televizyon izlemek yok’’ koşullamasındaki çocuğa hissettirilen olumsuzluk aynıdır. Halbuki biz anne-babalar bunun doğru olduğunu düşünür ve içimiz rahat ederek bu yönteme başvururuz. Çocukta ‘eğer’le başlayan her cümle aynı olumsuz duyguları uyandırır. İçinde başarısızlık, korku, eksiklik, koşul ve eleştiri barındıran ‘eğer’li yaptırımlar, sağlıklı bireylerin yetişmesini engeller.

Anne-baba olarak amacımız; çocuğumuzun değer yargılarımıza, ahlaki doğrularımıza ve toplumsal kurallara karşı saygı duymasını sağlamak olmalıdır. Her yaşın cezası da ödülü de çocuğun gelişimine uygun ve eziyet sınırlarından uzakta olmalıdır. Ödül-ceza yöntemini doğru uygulayıp uygulamadığınızı çocuğunuzun cezasını da ödülünü de anlayışla karşılamasıyla belirleyebilirsiniz. Çocuk isyan eder ya da içine kapanır, sinerse yanlış uygulama yaptığınızı anlayabilirsiniz.


Anne-baba olarak çizdiğiniz sınırlar içinde çocuğunuzun kendi davranışlarının doğru veya yanlış olduğunu keşfetmesini sağlamak; ruh sağlığı yerinde, kendine güvenen, çözüm odaklı bireyler olarak büyümelerini sağlayacaktır.


15 Eki 2014

Çocuk Disiplininde Yapılan Hatalar

EN SIK YAPILAN HATALAR

  


1- Sorunları görmezden gelmek: Eğer çocuğunuzla yaşadığınız öfke nöbeti, uyku problemleri gibi sorunlara eğilmeden onlarla birlikte yaşamaya çalışırsanız, hayatınızın normal bir parçası haline gelirler ve giderek çözüme ulaşmak zorlaşır. Bazen anne babaya çocuklarının çok yanlış davranışları bile rahatsız edici gelmez. Ancak, çevrenizdekiler veya doktorunuz sizi sürekli uyarıyorsa bir sorun olabileceğini göz önünde tutmalısınız.

 
2- Gerçekten sorun olup olmadığına karar verememek: Belli davranışlar bazı yaşlar için normaldir. Örneğin, iki yaşındaki çocuğunuz istediğini almadınız diye markette kendini yere atıp bir öfke nöbeti geçirebilir. Bunu, gelişiminin normal bir parçası olarak kabul edebilirsiniz. Ancak benzer bir davranışı altı yaşındayken tekrarlıyorsa, bir sorun var demektir.


3- Beklentinin aşırı olması: Çocuğunuzu tanıyın, belli yaştaki yetenek ve özelliklerini bilin. Ondan beklediklerinizi bu bilgilerin ışığında gözden geçirin. Örneğin doktorunuz iki yaşında tuvalet eğitimine başlayabileceğinizi söyler. Ancak, denemeleriniz sonuç vermiyorsa belki de sizin çocuğunuz henüz buna hazır değildir, ona biraz daha süre tanıyarak hem gereksiz çatışmaları aza indirmiş, hem de hazır olduğunda çok daha kısa sürede sonuç almış olacaksınız.


4- Tutarsızlık: Eğer bir gün hayır dediğinize ertesi gün evet derseniz veya sizin yasakladığınız bir abur cuburu başka bir yakınınız çocuğa verirse, minik yavrunuzun kafası karışacak, büyüklerin pek o kadar tutarlı olmadığı yolunda bir sonuca varacaktır. Kurallar daima geçerli olmalı, çocuğun çevresinde onunla temasta olan diğer kişiler de sizin belirlediğiniz doğrultuda hareket etmeliler.


5- Sınır koymamak: Çocuklar belli kuralları, sınırları olan ortamlarda kendilerini daha güvende hissederler. Her istediklerini yapmalarına izin vererek onlara iyilik değil kötülük yapmış olursunuz


6-  Anne ve babanın aynı dili konuşmaması:
Bir davranışın ebeveynlerden biri tarafından onaylanıp diğeri tarafından onaylanmaması, çocuğun kafasını karıştırıyor. Çocuk hangi davranışın uygun olduğunu öğrenemiyor.


10 Eki 2014

ÖZEL İNGİLİZCE DERSİNDE KAMPANYA


İNGİLİZCE DERSİNDE KAMPANYA

Kasım ayı sonuna kadar geçerli olacak kampanyamızdan 

* Tüm ilköretim- ortaöğretim öğrencileri
* LYS dil sınavına hazırlananlar
* Erasmus- Ales- Toefl gramer ve pratik çalışmaları
* SINAV İNGİLİZCESİ (ielts,toefl,cae,cpe,yds ve proficiency)

yararlanabilir.


Haftaiçi saat 16:00 dan sonra ve haftasonu 10:00 dan 17:00 a kadar ders verilmektedir. 

1 saat ders ücreti 20 TL dir.