18 Eyl 2012

ÖZGÜRLÜK VE SINIRLAMALAR

ÖZGÜRLÜK VE SINIRLAMALAR



Çocuklarımızı özgür yetiştirmek hepimizin savunduğu ve bunun için uğraştığı bir olgudur. "Aman bizler kısıtlandık biz çocuğumuzu bu şekilde büyütmeyelim", diyenler çoktur. Sağlıklı bireyler yetiştireceğiz  diye terbiyesi bozuk, karşısındakinin özgürlüğünü kısıtlayan bireyleri topluma kazandırmak ne kadar yararlı? 

Temel eğitim çağındaki çocukların, cezalandırılma korkusu ya da ödüllendirme arzusu nedeniyle yalan söylediği belirtildi. Çalma davranışının kökeninde ise sevgi açlığı bulunduğu belirtildi.

Çocuklarımızı yetiştirme tarzlarımız, ailemizin yapısı, hatta anne –baba olarak bizlerin karakterleri onların toplum içindeki davranışlarını, tepkilerini ve kişiliklerini etkilemektedir. Çocuğumuzdan beklediğimiz aslında ona verdiğimizle sınırlıdır bir yerde. Özellikle çocuklarımıza sunduğumuz özgürlükler ya da getirdiğimiz sınırlamalar onların gerek aile içinde, gerekse toplum içinde ilişkilerini ve davranışlarını etkileyecektir.

Aile yapılanmalarına bakıldığında 5 farklı tablo çıkmaktadır. Bu farklı aile çeşitleri anne-babaların çocuklarına yönelik disiplin tutumları bakımından birbirlerinden ayrılır.


1. Aşırı baskıya dayanan otoriter tutum.
2. Aşırı serbestliğe dayanan çocuk-merkezli tutum.
3. Dengesiz, tutarsız ve sorumsuz tutum.
4. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutum.
5. Sevgiye dayalı, güven verici, hoşgörülü tutum.


Bir çocuk sevgi, şefkat, yardımlaşma, sadakat, işbirliği, sorumluluk ve güven duygularını ancak aile içinde yaşayarak öğrenebilir. Özellikle ilk 6 yıl çocuğun yaşadığı ortamın etkileri ömrü boyunca onun karakterini şekillendirir. Zira çocuğun her yönden gelişimi ilk 6 yılında gerçekleşir. Bu evrede çocuk çevresini ve kendini tanır. Bu tanıma sürecinde çocuğa çeşitli noktalarda özgürlükler verilmeli, sınırlar ise gerektiğinde çizilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder